Şiir yazamasam da okumayı güzel bir meziyet addederim. Kur'an ve Hadis'den sonra zihni en çok açan faaliyet şiir okuyup ezberlemektir sanırım. Seviyorum şiiri. Hakikati söyleyen şiiri. Ne güze Müstesna şiirler, müstesna şairler .
YASAKLANMIŞ ŞİİRLER
Dostlarım Başkaldırmıyorsa, neye yarar şiir? Azgınları ve azgınlıkları yıkmıyorsa, neye yarar şiir? Zamanı ve mekânı Sarsmıyorsa, neye yarar şiir? Satrapların başındaki tacı Yere çalmıyorsa, neye yarar şiir?
Nizar Kabbani
UYAN EY GÖZLERİM
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Azrail’in kastı canadır, inan.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Seherde uyanırlar cümle kuşlar
Dill-u dillerince tesbihe başlar
Tevhid eyler dağlar taşlar ağaçlar
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Semâvâtın kapuların açarlar.
Mü’minlere rahmet suyun saçarlar…
Seherde kalkana hülle biçerler.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Bu dünya fanidir sakın aldanma.
Mağrur olup tac-u tahta dayanma.
Yedi iklim benim deyu güvenme.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Benim, Murad kulun, suçumu affet.
Suçum bağışlayub günahım ref’ et.
Rasûl’ün sancağı dibinde haşret.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Sultan III.Mutad
" Sabah namazını kaçıran bir sultanın, nedamet dolu hislerle dilinden dökülen mısralarıdır bu şiir"
SULTAN
Seçkin bir kimse değilim
ismimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat bir boş rüyaymış
Geçen ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat boş geçti
İşe yaramaz katında biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum
Seçkin bir kimse değilim
ismimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat bir boş rüyaymış
Geçen ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat boş geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsaİşe yaramaz katında biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum
Ahmet Cahit ZARİFOĞLU (ACZ)
HIZIRLA KIRK SAAT'TEN
Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz
Bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz
Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı
Günlere geldim bunu bana öğretmediniz
Hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı
Ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim
Bunu bana söylemediniz
İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler
Bunu bana öğretmediniz
Kardeşim İbrahim bana mermer putları
Nasıl devireceğimi öğretmişti
Ben de gün geçmez ki birini patlatmayayım
Ama siz kağıttakileri ve kelimelerdekini ve sözlerdekini
nasıl sileceğimi öğretmediniz
Bir kentten daha geçtim
Buğdayları yakıyorlardı
Yedikleri pirinçti
Birbirlerine açılan borular gibi üfürüyorlardı
Sonra birbirlerinden borular gibi çıkıyorlardı
Pirinçler gibi çoğalıyorlardı
Atlarını yalnız atlarını cana yakın buldum
Öpüp çıkıp gittim yelelerini
Sezai KARAKOÇ
İBRAHİM
ibrâhîm
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrâhîm
güneşi evime sokan kim
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim
Asaf Halet ÇELEBİ
MONNA ROSA
...
Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
Bende çıkar güneş aydınlığına.Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.Ellerin, ellerin ve parmakların.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalarUyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
...
Sezai KARAKOÇ
MONNA ROSA
...
Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
Bende çıkar güneş aydınlığına.Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.Ellerin, ellerin ve parmakların.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalarUyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
...
Sezai KARAKOÇ
BEN HEP SENİ DÜŞÜNÜRÜM
Aşktan yana
söz duyunca
Ben hep seni düşünürüm
Uçsuz hayaller boyunca
Ben hep seni düşünürüm
Ben hep seni düşünürüm
Uçsuz hayaller boyunca
Ben hep seni düşünürüm
Yıldızlar
kayar yüceden
Renkler sıyrılır geceden
Yüreğim sızlar inceden
Ben hep seni düşünürüm
Renkler sıyrılır geceden
Yüreğim sızlar inceden
Ben hep seni düşünürüm
Aklın ucu
değer hiçe
Yol ararım içten içe
Kâinat uyur sessizce
Ben hep seni düşünürüm
Yol ararım içten içe
Kâinat uyur sessizce
Ben hep seni düşünürüm
Korkunun
bittiği yerde
Haz duyarım ince ince
Bir mezar görsem bir yerde
Ben hep seni düşünürüm
Haz duyarım ince ince
Bir mezar görsem bir yerde
Ben hep seni düşünürüm
Zaman hep
sonsuza akar
Meyve dökülür dal kalkar
Çiçeklere bakar bakar
Ben hep seni düşünürüm
Meyve dökülür dal kalkar
Çiçeklere bakar bakar
Ben hep seni düşünürüm
Rüzgâr eser
ilden ile
Sağlıkta bitmez bu çile
Vardan öte yokta bile
Ben hep seni düşünürüm
Sağlıkta bitmez bu çile
Vardan öte yokta bile
Ben hep seni düşünürüm
Abdurrahim KARAKOÇ
Dinlemek için
OY BU SEVDAYI
Bir beyaz
rahmettir, bir yeşil murat;
Görmeyen ne bilir oy bu sevdayı;
Tüter buram buram, yücelir kat kat;
Artırır gün, hafta, ay bu sevdayı
Değişir bu mevsim, bu poyraz keser;
Yurdumda davamın rüzgârı eser
Gün gelir anlayıp, bağrına basar
Şehir bu sevdayı, köy bu sevdayı
Yeminim var oğlum, kızım üstüne;
Yazdım nakış nakış özüm üstüne;
Çilesi, belası gözüm üstüne;
Derdimin dermanı say bu sevdayı
Mukaddes hareket, mübarek mânâ;
Hak ile bu dava büyür yan yana
Alır bir kaynaktan döker ummana
Irmak bu sevdayı, çay bu sevdayı
Batılın çokluğu uzaktır bizden;
Severim, tutarım hak olan azdan;
En soylu türküden, en doğru sazdan
Dinle bu sevdayı, duy bu sevdayı
Bedenime korkak yürek yüklemem;
Tatlı diye öz canımı saklamam;
Öldüğümde çalgı, çelenk beklemem;
Al götür kabrime koy bu sevdayı
Abdurrahim Karakoç
Görmeyen ne bilir oy bu sevdayı;
Tüter buram buram, yücelir kat kat;
Artırır gün, hafta, ay bu sevdayı
Değişir bu mevsim, bu poyraz keser;
Yurdumda davamın rüzgârı eser
Gün gelir anlayıp, bağrına basar
Şehir bu sevdayı, köy bu sevdayı
Yeminim var oğlum, kızım üstüne;
Yazdım nakış nakış özüm üstüne;
Çilesi, belası gözüm üstüne;
Derdimin dermanı say bu sevdayı
Mukaddes hareket, mübarek mânâ;
Hak ile bu dava büyür yan yana
Alır bir kaynaktan döker ummana
Irmak bu sevdayı, çay bu sevdayı
Batılın çokluğu uzaktır bizden;
Severim, tutarım hak olan azdan;
En soylu türküden, en doğru sazdan
Dinle bu sevdayı, duy bu sevdayı
Bedenime korkak yürek yüklemem;
Tatlı diye öz canımı saklamam;
Öldüğümde çalgı, çelenk beklemem;
Al götür kabrime koy bu sevdayı
Abdurrahim Karakoç
ELLERİMDE BİR DEMET KARANFİL
Her sabah
Hayatın alışkanlıklarına karşı durarak
En yakın ve uzak mesafeleri
Birlikte tarayarakb aşlarız güne
Aşk ve ölüm iki yanımızda durur
birlikte ve iç içe yürürler hayatın yokuşlarında
Biri sonsuza kadar alıngan
Diğeri cesur
Sen meydanlarda büyümüş çocuk
caddelerde ve sokaklardaher söze açık
Bir yapraktın belki
Esen rüzgarlarca kımıldayan
Hava kararır ve gökyüzü
Bütün yükünü boşaltırken üstümüze
Unutulmuş bir zamandan
Sesler ve sözler hatırlatan ellerinle
Dikkatli ve tedirgin basıyorsun hayatın tuşlarına
Sen hangi aşkları içinde taşıdın da
Şimdi ölümünYorgun tayını gözlüyorsun
Kalabalıklardaydın sen
DudaklarındaBaşkaları için
Sana ait olmayanTebessüm provaları yaparken
Ben seniMeydanlardan kitaplara çağırdım
Antenler telefonlar zincirler tükenip biterken
Toplu sesler çıkardım içimden
Dağlarda yankılandı
Meydanlarda uğuldadı da
Sen duymadın
Sanki biz göçebeydik
O insan bu insan
Hepsinin içinden geçtik
Duymadılar
Şimdi bize sunulan yırtık resimler
Ve parçalanmış binlerce hayat
Çok alıngan bir çocuk oluyor gökyüzü
Dokunsan ağlayacak
KadınlarınBir mendilde kalıyor gözyaşlarıSokaklar Bizden daha özgür ve telaşlı
BenseHer şeye rağmen
Ve herkese aykırı
Ellerimde bir demet karanfil
Yine sana geliyorum
Mustafa ÖZÇELİK
Her sabah
Hayatın alışkanlıklarına karşı durarak
En yakın ve uzak mesafeleri
Birlikte tarayarakb aşlarız güne
Aşk ve ölüm iki yanımızda durur
birlikte ve iç içe yürürler hayatın yokuşlarında
Biri sonsuza kadar alıngan
Diğeri cesur
Sen meydanlarda büyümüş çocuk
caddelerde ve sokaklardaher söze açık
Bir yapraktın belki
Esen rüzgarlarca kımıldayan
Hava kararır ve gökyüzü
Bütün yükünü boşaltırken üstümüze
Unutulmuş bir zamandan
Sesler ve sözler hatırlatan ellerinle
Dikkatli ve tedirgin basıyorsun hayatın tuşlarına
Sen hangi aşkları içinde taşıdın da
Şimdi ölümünYorgun tayını gözlüyorsun
Kalabalıklardaydın sen
DudaklarındaBaşkaları için
Sana ait olmayanTebessüm provaları yaparken
Ben seniMeydanlardan kitaplara çağırdım
Antenler telefonlar zincirler tükenip biterken
Toplu sesler çıkardım içimden
Dağlarda yankılandı
Meydanlarda uğuldadı da
Sen duymadın
Sanki biz göçebeydik
O insan bu insan
Hepsinin içinden geçtik
Duymadılar
Şimdi bize sunulan yırtık resimler
Ve parçalanmış binlerce hayat
Çok alıngan bir çocuk oluyor gökyüzü
Dokunsan ağlayacak
KadınlarınBir mendilde kalıyor gözyaşlarıSokaklar Bizden daha özgür ve telaşlı
BenseHer şeye rağmen
Ve herkese aykırı
Ellerimde bir demet karanfil
Yine sana geliyorum
Mustafa ÖZÇELİK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder